Pendikspor - Sakaryaspor maçı sırasında ve sonrasında yaşananlar malumumuz. Hayatta kalmak için sahaya girmek zorunda kaldığımız için TFF Sakaryaspor'a 3 maç seyircisiz oynama cezası verdi. Bununla da yetinilmedi; söz konusu maçta her iki takım da ceza almış olmasına rağmen Pendikspor 3-0 galip ilan edildi. Ve bu karardan sadece bir gün sonra TFF "seyircisiz ve tarafsız sahada oynama cezası" verdiği Bursaspor - Sivasspor maçını Sakarya'ya aldığını duyurdu. Hem de Tatangalar'ın, TFF'nin verdiği kararlara basın açıklamasıyla muhalefet edeceği gün, dalga geçermişcesine... Yaşadığımız haksızlıklara sessiz kalmamak adına Bursaspor - Sivasspor maçında tribüne pankart asma fikri geldi aklımıza.
Ahmed Arif'in Otuz Üç Kurşun'undan
"Vurun ulan vurun, ben kolay ölmem.
Ocakta küllenmiş közüm,
Karnımda sözüm var haldan bilene."
dizelerini pankartımıza yazdık.
Altına da onların anlayacağı dilde yazımızı ekledik:
"Sakarya'nın Onuru T(ahrik) F(esat) F(eodal)'yi Yenecek!"
Gece yaptığımız pankartı asmak için maç başlamadan 6 saat önce (08.00 gibi) stada girdik ve pankartımızı tribünün çatısına astık. Çatıda kalan bir arkadaşımız 5 saat boyunca tribünün çatısında kameralara gözükmemek için yüzükoyun yattı ve maçın başlamasını bekledi. Maçın 10. dakikasında arkadaşımız ayaklandı ve pankartı usulca çatıdan aşşağıya indirdi. O sıra protokoldeki ve TV başındaki TFF'ciler neler yaşadı bilemiyoruz tabi. Ancak bizler, yine bize yakıştığı gibi yıkıp dökmeden-sözle-pankartla-emekle onlara uygun bir cevap verdiğimizi düşünüyoruz.
Arkadaşımız pankartı indirdikten sonra tribünün çatısından dışarıya su borusuna tutunarak indi. Bizler de 100 kişi civarında dışarda arkadaşımızı bekliyorduk. Arkadaşımızı aldık, ve günün anlam ve önemini belirten tezahüratımızla sokağımıza geri döndük:
"Ne para, ne İstanbul, ne Federasyooon
Bu senee sensiiiin şampiyooon!"
Pankartımız tribünün çatısında 15 dk boyunca asılı kaldı ve sonrasında görevlilerce indirildi. Asılma anına ait foto ve videolar da elimizde ama şimdilik bir tanesiyle yetinelim.
Bu arada; LİG TV spikeri ve yönetmeni bu olay hakkında en ufak açıklama ve çekim yapmadı. Zerre umrumuzda değil bizleri "haber yapmaları", ama bu ülkede futbol yayınıcılığındaki çürümüşlüğünü bir kez daha gözler önüne serdiler. Bizler, onurlu mücadelenin kutsallığını en büyük değerimiz olarak görürken, sizler kendi yarattığınız sanal "marka değerleri" içersinde kaybolmaya mahkumsunuz. Çünkü biz çok iyi biliyoruz ki Türkiye'deki bu çirkin tezgahta TFF'nin ne kadar parmağı varsa, medyanın da en az o kadar var. Pendik'te yaşanan olaylar sonrası İlçe Emniyet Müdürü'nün emriyle 1 gün sonra Pendik Stadı'na gelen ve Tatangalar'ı "futbol teröristi" olarak yaftalayan ATV ne kadar çamurun içindeyse, bu maçın (ya da genel olarak yayınladığı maçların) seyircisiz oynanmasıyla ratinglerini ikiye katlayan LİG TV, seyircisiz maç oynatmalara ses etmeyerek ve bugün Tatangalar'a yaptığı gibi ses edenleri ekranlarına taşımayarak o bataklıktaki en büyük çamur olduğunu bugün bir kez daha ispatlamıştır.
Tekrar söyleyelim; ses getirmek ya da medyada yer almak gibi bir amacımız olsaydı, bunu başka yollarla kolaylıkla yapabilirdik. TV başında bu eylemden haberdar olanların 'rahatsız' olmaları bizim için bugünlük yeterliydi. Bundan sonra da onları rahatsız etmek için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.
Ahmed Arif'in Otuz Üç Kurşun'undan
"Vurun ulan vurun, ben kolay ölmem.
Ocakta küllenmiş közüm,
Karnımda sözüm var haldan bilene."
dizelerini pankartımıza yazdık.
Altına da onların anlayacağı dilde yazımızı ekledik:
"Sakarya'nın Onuru T(ahrik) F(esat) F(eodal)'yi Yenecek!"
Gece yaptığımız pankartı asmak için maç başlamadan 6 saat önce (08.00 gibi) stada girdik ve pankartımızı tribünün çatısına astık. Çatıda kalan bir arkadaşımız 5 saat boyunca tribünün çatısında kameralara gözükmemek için yüzükoyun yattı ve maçın başlamasını bekledi. Maçın 10. dakikasında arkadaşımız ayaklandı ve pankartı usulca çatıdan aşşağıya indirdi. O sıra protokoldeki ve TV başındaki TFF'ciler neler yaşadı bilemiyoruz tabi. Ancak bizler, yine bize yakıştığı gibi yıkıp dökmeden-sözle-pankartla-emekle onlara uygun bir cevap verdiğimizi düşünüyoruz.
Arkadaşımız pankartı indirdikten sonra tribünün çatısından dışarıya su borusuna tutunarak indi. Bizler de 100 kişi civarında dışarda arkadaşımızı bekliyorduk. Arkadaşımızı aldık, ve günün anlam ve önemini belirten tezahüratımızla sokağımıza geri döndük:
"Ne para, ne İstanbul, ne Federasyooon
Bu senee sensiiiin şampiyooon!"
Pankartımız tribünün çatısında 15 dk boyunca asılı kaldı ve sonrasında görevlilerce indirildi. Asılma anına ait foto ve videolar da elimizde ama şimdilik bir tanesiyle yetinelim.
Bu arada; LİG TV spikeri ve yönetmeni bu olay hakkında en ufak açıklama ve çekim yapmadı. Zerre umrumuzda değil bizleri "haber yapmaları", ama bu ülkede futbol yayınıcılığındaki çürümüşlüğünü bir kez daha gözler önüne serdiler. Bizler, onurlu mücadelenin kutsallığını en büyük değerimiz olarak görürken, sizler kendi yarattığınız sanal "marka değerleri" içersinde kaybolmaya mahkumsunuz. Çünkü biz çok iyi biliyoruz ki Türkiye'deki bu çirkin tezgahta TFF'nin ne kadar parmağı varsa, medyanın da en az o kadar var. Pendik'te yaşanan olaylar sonrası İlçe Emniyet Müdürü'nün emriyle 1 gün sonra Pendik Stadı'na gelen ve Tatangalar'ı "futbol teröristi" olarak yaftalayan ATV ne kadar çamurun içindeyse, bu maçın (ya da genel olarak yayınladığı maçların) seyircisiz oynanmasıyla ratinglerini ikiye katlayan LİG TV, seyircisiz maç oynatmalara ses etmeyerek ve bugün Tatangalar'a yaptığı gibi ses edenleri ekranlarına taşımayarak o bataklıktaki en büyük çamur olduğunu bugün bir kez daha ispatlamıştır.
Tekrar söyleyelim; ses getirmek ya da medyada yer almak gibi bir amacımız olsaydı, bunu başka yollarla kolaylıkla yapabilirdik. TV başında bu eylemden haberdar olanların 'rahatsız' olmaları bizim için bugünlük yeterliydi. Bundan sonra da onları rahatsız etmek için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.
2 yorum:
Cok güzel ve dogru bi yazı olmus. Emegine saglık.. #54
Kutsal Mumlar Yanmıştı Yaparken Pankartı.
Sado
Yorum Gönder