25 Mayıs 2008 Pazar

Aziz Duran'a ve Hanedanlığına Son!


Değerli Sakaryalılar;

14 senedir, Belediye Başkanlığı koltuğunda oturan ve çevremizdeki illerle mukayese edildiğinde, vizyonu ve yönetebilme kapasitesinin darlığı sebebiyle bizleri geçen yüzyıl şartlarında yaşamaya mahkûm eden zihniyetten kurtulmak için, önümüzde tarihi bir fırsat bulunmaktadır. Erkene alınmadığı takdirde, 2009 yılı Mart ayında gerçekleşecek olan yerel seçimlerde, bu şehri yönetme hakkını kendilerinden kurtaramadığımız takdirde, 2014 yılına kadar aynı dar görüşlülük, yandaş kayırmacılığı, ehliyetsiz yandaşların mevki-makam sahibi yapılması dışında başkaca olumlu icraatını göremediğimiz kadrolara mahkûm olma ihtimali, insanın kanını dondurmaktadır.

13 Mayıs 2008 Salı

Deli Bilinç

Bilincin delirmiş hâli...

Deli bilinçlerin, ıslak sokaklarda araba farları, gürültüsü arasında bir başına yürüttükleri insanlar kadar mutsuz ve yalnız olmaktır şimdi imrenilecek olan...
Şimdi devir rengini belli etme devridir. Bilinci delirtip hududu geçmektir kayda değer olan... Yalanın ve iftiranin ağababalarının ve onların mazlumu küçümseyen, aşağılık bakışlarının kirlettiği "en muhteşem bilinçlerin" karşısında, bilinçlerin en delisi olmak gerektir...
Kâbe'si, çıplak papatyalar; karataşı, papatyaları yaşatacak olan kar taneleri ve her şeye rağmen insan kalanları besleyen toprak kokusu olmak gerektir...

Bilinci delirtmek gerektir...


Haydi Zafere!


Haydi yoldaşlar!
Bizleri bekler kavgaya akan nehirler.
Gelecek ellerimizde,
yürüyün haydi!
Özgürlüklere giden yollar önümüzde...
Son sözümüz
birlik, mücadele, zafer !

11 Mayıs 2008 Pazar

Yeşil İnat - Siyah İsyan



Her siyah'ın içinde biraz yeşil ve her yeşil'in içinde biraz siyah...

Yeşil inat ve siyah isyan ise, hayata yeşil-siyah yüklenmektir TATANGA olmak; yeşil inadımın içinde siyah isyanımı, siyah isyanımın içinde yeşil inadımı barındırarak...

10 Mayıs 2008 Cumartesi

"Bir insanı sevmekle başlar her şey"

S..Eserlerinde yoksulların ve ezilmişlerin safında yer alan memleketlimiz, büyük üstad Sait Faik'i ölümünün 54. yıldönümünde saygıyla ve aynı şehirde doğmuş olmanın gururuyla anıyoruz.

.."Yazmasam deli olacaktım" diyerek yazmaya devam eden Sait Faik'e, memleketinin kutsal deli'lerinden selam olsun...


"...Küçük şeyleri unutamayanlar, en geri hatıraları da unutamayanlardır. Hafızalarının bu bahtsız kuvveti karşısında hiçbir memleket, hiçbir vatan tutamadan her yeri, her şeyi severek öleceklerdir."

Sait Faik

9 Mayıs 2008 Cuma

Sakarya'da Yaşanan Olaylar Üzerine...

Demokratik Toplum Partisi'nin 27 Nisan tarihinde düzenlemiş olduğu "Barış ve Kardeşlik" gecesi bir grup ülkücü tarafından basılmış, yaklaşık 6 saat süren olaylar nedeniyle salonda fenalaşan 65 yaşındaki Ebubekir Kalkalı hayatını kaybetmiş, protestocuların Ankara Caddesi üzerinden Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gitmek isteyen ambulansın geçişine izin vermemelerine Vali ve Emniyet Müdürü'nün o akşamki tutumları eklenince bu ölümün yaşanması ne yazık ki kaçınılmaz bir hal almıştır.

Şehrimi
ze kara bir leke olarak geçecek bu saldırıdan Tatangalar'ı sorumlu tutmak isteyenler ve bir takım gazetelerin bu olay karşısındaki en basit tabiriyle fırsatçı ve yalan-yanlış yayınları üzerine bir açıklama yapma gereği hissedilmektedir.

Aynı gün saat 15.00'te başlayan Sakaryaspor - İstanbulspor maçının seyircisiz oynandığından bihaber olan Zaman Gazetesi'nin ilgili haberinde "Müfettişlerden ilk gelen bilgilere göre, şehit cenazesinden kısa bir süre sonra etkinliğin düzenlenmiş olması provokasyonu tetiklerken Sakaryalıların bir futbol müsabakasında yenilmesi de gerginliğin bir diğer sebebi olarak gösteriliyor. Toplanan kalabalığın büyük bölümünün ise alkollü taraftarlar olduğu iddialar arasında." satırlarına yer vermesi, Zaman Gazetesi'nin fırsatçı yayın politikasının en açık göstergesidir. Buna ek olarak; Umur Talu'nun 30 Nisan tarihli yazısında
"Kentte, küme düşmüş İstanbulspor'a karşı alınan yenilgiden sonra gerilen genç sinirleri belki de birileri bir linç kuşatmasına daha kolayca kattı. Onlara basit, küçük bir şey hatırlatayım; Türkiye'nin her şeye rağmen nasıl "bir" olabildiğine dair. Ligde rakipleri olan, belki playoff'ta eşleşecekleri, yıllardır kimi deplasmanda "PKK dışarı" bağrışlarının muhatabı Diyarbakırspor'un kulüp tesisleri kimin adını taşıyor, biliyorlar mı?" cümleleri eğer bu olaylar yaşanmış olsaydı; gayet yerinde tespitler olarak kabul edilebilirdi.

Mamafih; tribünlerimizde hiçbir zaman "PKK dışarı" diye bağrılmamıştır. Bütün bu iddia edilenin aksine; Sakarya'ya gelen Diyarbakır taraftarları çok iyi ağırlandığı gibi, benzer bir tutum Diyarbakır'da bizlere karşı sergilenmiştir.


Hiçbir koşul altında kabullenemeyeceğimiz bu linç kültürünün, özellikle son yıllarda şehrimizde hesaplar yapanlar tarafından gençleri kendi etraflarında toplamak adına bir siyasi malzeme olarak kullanılması, bundan da önemlisi Tatangalar'ın bu oyuna alet edilmeye çalışılması ve ulusal basının bu oyuna gelmesi bizleri fazlasıyla rahatsız etmektedir.

Tatangalar poları, t-shirt'ü giyip olay yerine giden ve bu sayede Tatangalar'ın ülkücülerle beraber bu saldırıda yer aldıkları düşüncesini kamuoyunda yayma girişiminde bulunanlar -her ne kadar bazı gazetelerin yayınlarına bakınca amaçlarına ulaşmış olarak gözükseler de- tribünlerinde zamanında Kürtçe pankart açan Tatangalar'ın böylesine bir olay içinde yer almayacağını hesaba katmalıdır.

6 Mayıs 2008 Salı

Tatangalar Hatıra Ormanı

"Kapansın el kapıları.
Bir daha açılmasın.
Yok edin insanın insana kulluğunu.
Bu davet bizim.
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, 
ve bir orman gibi kardeşçesine...
Bu hasret bizim."



Nazım Hikmet